Miras Hukuku

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi kanunu, miras hukuku dayanaklarından olan kanunlardır. 

Miras hukuku, gerçek kişinin ölümü ya da gaipliği durumunda malvarlığının kimlere ve nasıl verileceğini düzenleyen hukuk dalıdır. 

Gaiplik: Kanunlarımızda bir kimseden uzun süre haber alınamaması ve bu kişinin hakim tarafından kişiliğine son verilmesi durumudur. 

Miras Hukuku Neleri Kapsar?

Miras hukukunu ilgilendiren davalar, aşağıda sıralanmıştır: 

  • Mirasçılık belgesi verilmesi davası, 
  • Atanmış kişiye mirasçılık belgesi verilmesi davası,
  • Mirastan yoksun bırakılan kişiye, mirasçılık belgesi verilmesi davası,
  • Mirasçılık belgesinin iptali,
  • Yeniden mirasçılık belgesi verilmesi davası (Ketm-i Verese),
  • Mirastan yoksun olmanın tespiti davası,
  • Mirasın mahkeme tarafından reddedilmesi ve mirasçılık belgesi verilmesi davası,
  • Terekenin tespitine ilişkin davalar,
  • Terekenin korunması ile ilgili davalar,
  • Tapu kütüğündeki kişi ile miras bırakan kişinin aynı olduğunun tespitine yönelik davalar,
  • Muriz muvazaasına yönelik tapu iptali ve tapu tescili davaları,
  • Mirasta denkleştirme davası,
  • Terekeye iade davaları,
  • Saklı payı olan mirasçıların tenkis talebine ilişkin davalar,
  • Terekenin resmi defterinin tutulması davaları,
  • Mirasta istihkak davaları,
  • Miras sözleşmelerinden kaynaklanan davalar,
  • Miras sözleşmesinin fesih edilmesine ilişkin davalar,
  • Mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin yapılmasına ilişkin davalar,
  • Alacakların tereke masasına kaydı ve kabulüne ilişkin davalar,
  • Alacaklıların mirasın reddinin iptali için açtığı davalar,
  • İflas idaresinin mirasın reddedilmesi için açtığı davalar,
  • Mirasçının gaipliğine karar verilmesi davası,
  • Miras bırakan kişinin gaipliğine karar verilmesi davası,
  • Gaiplik ve malvarlığının hazineye intikali davaları,
  • Mirasın paylaştırılması talebine ilişkin açılan davalar,
  • Mirasın paylaştırılması ve ortaklığın giderilmesi davaları,
  • Miras ortaklığına temsilci atanması davası,
  • Miras hukukunda terekeye ait aile konutunun sağ kalan eşe verilmesine ait dava,
  • Borçlu olan mirasçının kayyım atanmasına ait dava,
  • Miras paylaşım sözleşmesinin iptali davası,
  • Tereke borcundan dolayı mirasçıların müteselsil sorumluluğuna ait davalar,
  • Mirasın mirasçılar tarafından paylaşımından sonra tereke borcundan dolayı mirasçının sorumluluğuna ait dava,
  • Tereke borcunu ödeyen mirasçının diğer mirasçılara rücu etmesine ait dava,
  • Miras payının temlikinden kaynaklanan davalar,
  • Vasiyetnamenin ilgili kişilere okunması ile ilgili davalar,
  • Belirli mal vasiyetinin yerine getirilmesine ait davalar,
  • Vasiyetnamenin iptali davaları,
  • Vasiyetnamenin ifası davaları,
  • Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizine ait olan davalar,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ait davalar,
  • Mirasın mirasçılar tarafından gerçek reddine ilişkin davalar,
  • Yakın mirasçılar tarafından mirasın reddi halinde mirasın tasfiye edilmesine ait davalar,
  • Mirasın borca batık olduğunun tespiti ile ilgili davalar,
  • Mirasın reddi kararının iptali ile ilgili davalar,
  • Mirasın resmi defterinin tutulmasına ait davalar, 
  • Ön mirasçı ve art mirasçı atanmasından kaynaklanan davalar.

Miras Hukukunda Mal Paylaşımı Nasıldır?

7338 sayılı veraset ve intikal kanununa göre aşağıdaki kişiler, miras üzerinde hak sahibidirler: 

  • Miras bırakan kişinin birinci dereceden kan bağı akrabaları. Bu kişiler kişinin çocukları ve torunlarıdır. Ayrıca kan bağı olmasa da, ölen kişinin eşi birinci derecede hakka sahiptir. 
  • Miras bırakan kişinin ikinci dereceden kan bağı olan akrabaları. Bu kişiler; annesi, babası, yeğenleri ve kardeşleridir. 
  • Miras bırakan kişinin üçüncü dereceden kan bağı olan akrabaları. Bu kişiler; büyükanne, büyükbaba, amca, hala, teyze ve dayı gibi akrabalardır. 
  • Miras bırakan kişiyle arasında kan bağı olmayan ancak miras bırakan kişinin vasiyetnamede ismini belirttiği kişilerdir. 

Mirastan pay alma sırası, birinci derece akrabalardan başlayarak, ikinci ve üçüncü derece akrabaya kadar uzanır. En son vasiyetnamede ismi geçenler mirastan faydalanırlar. 

Vasiyetname Olmadan Mal Paylaşımı Yapılması

Eğer mevcutta vasiyetname yoksa mahkeme nezaretinde birinci derece akrabalardan başlanarak miras paylaşımı yapılır. 

Mirastan Çıkarılma Durumu

Türk Medeni Kanununda tarif edilen uygunsuz davranışları sergileyen kişi ya da kişiler, mirastan çıkarılabilirler. Bu kişilerin saklı payı bulunsa bile durum değişmez. 

Mirasın Reddedilmesi

Bazı nedenlerden dolayı mirasçı olan kişiler, miras bırakan kişinin mirasını reddebilir. Bunu yapabilmeleri için mahkemeye başvurmaları gerekir. Mirasın reddedilmesindeki en büyük neden, miras bırakanın borçlarıdır. Borçlar, mirasa konu olan mallardan daha fazlaysa, hak sahipleri mirası reddetme yoluna giderler. 

Bir diğer neden de miras bırakan kişi ile mirasçılar arasında husumet olmasıdır. 

Mirası reddetmenin de bazı şartları vardır. Mesela mirasçılar, miras bırakan kişinin ölüm haberini aldıktan sonra 3 ay içerisinde mahkemeye başvurarak, reddetme isteklerini bildirirler. Bildirme işlemi sözlü ya da yazılı olarak gerçekleştirilebilir. Yazılı bildirim Sulh Hukuk Mahkemelerine yapılır. 

Eğer miras bırakan kişinin borçları, mal varlığından daha fazlaysa, mahkeme tarafından miras otomatik olarak reddedilir. 

Mirasçıların tümü mirası reddederse, Sulh Hakimliği tarafından miras bırakan kişinin iflas ettiğine hükmedilir. Bu durumda mirasa konu olan tüm mallar tasfiye edilir ve borçlulara dağıtılır. 

Vasiyetname Türleri ve Vasiyetname Hazırlama Şartları

Miras hukukunun en önemli konularından birisi vasiyetnamenin hazırlanmasıdır. İlgili yasada, 3 farklı vasiyetname hazırlama vardır. 

Resmi Olarak Vasiyetname Hazırlanması

Noter huzurunda ya da Sulh hukuk hakimliği nezaretinde sözlü olarak vasiyetname hazırlanır. Mahkemenin görevlendirdiği yetkili bir memur, tanıklar ve sulh hakimi şahit sıfatıyla vasiyetnamenin sözlü olarak verilmesine nezaret ederler. Miras bırakacak olan kişinin sözlü olarak verdiği vasiyetname yazıya dökülür. Tutanak hazırlanır ve şahitler imzalar. Böylece resmi vasiyetname hazır hale gelmiş olur.

Resmi vasiyetname hazırlanmasının en önemli nedeni, miras bırakan kişinin okuma yazma bilmemesidir. 

El Yazısı ile Vasiyetname Hazırlanması

Yasalara göre, daktilo ya da bilgisayar çıktısı ile hazırlanan vasiyetnameler geçerli değildir. Kişinin bu belge üzerinde imzası olsa bile geçerli sayılmaz. 

Bu durumun tek istisnası, resmi olarak vasiyetname hazırlanmasıdır. Miras bırakan kişinin el yazısı ile hazırladığı vasiyetname, miras bırakan tarafından imzalanır. Ayrıca son kısma vasiyetnamenin hazırlandığı tarih atılır. Yoksa vasiyetname geçersiz sayılır. 

Sözlü Vasiyetname Hazırlanması

Olağanüstü durumlar söz konusu ise sözlü vasiyetname hazırlanabilir. Mesela miras bırakan kişinin çok az ömrü kalmıştır. Sözlü vasiyetname, iki tanık huzurunda okunur ve yazıya geçirilir. Tanıklar ve miras bırakan kişi vasiyetnameyi imzalar. Böylece vasiyetname resmi bir belge hüviyeti kazanmış olur. 

Hazırlanan sözlü vasiyetname, miras avukatı gözetiminde de Sulh hukuk hakimliğine teslim edilebilir. 

Miras hukuku ile ilgili, veraset ve intikal kanunu hakkında, https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.3.7338.pdf bağlantısından detaylı bilgi alabilirsiniz.