Ankara Aile Hukuku Avukatı

Ankara Aile Hukuku Avukatı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu aile hukukun temel dayanağıdır. Ankara aile hukuku avukatı ise Türk Medeni Kanunu kapsamında, aile hukukuna yönelik davalara katılır. 

Aile Hukuku Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Ankara aile hukuku avukatı olarak, aile hukuku konusuyla ilgili davalarda deneyimli, Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili kanunlar konusunda uzman hukuk fakültesi mezunu kişidir.

Ankara aile hukuku avukatı uzmanlığı ve deneyimi gereği aşağıdaki davalarla ve konularla ilgilenir. 

Anlaşmalı Boşanma Davaları

Boşanma davaları anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki türde değerlendirilir. Aslında yalnızca uygulamada anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davası vardır. Yoksa hukuk literatüründe böyle bir ayrım yoktur. 

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, çekişme konusu olan unsurlar üzerinde anlaşmışlardır.

Çocukların velayeti, mal paylaşımı, nafaka, maddi ve manevi tazminat ve diğer konularda anlaşmaya vardıkları için sorunsuz bir şekilde aile birliğini sonlandırırlar. 

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için taraflar avukatları aracılığıyla aile mahkemelerine başvururlar. Başvuru dilekçesinin ekinde ise tarafların imzaladığı anlaşma protokolü yer alır. 

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için tarafların en az 1 yıl evli kalmış olması gerekir. 

Tüm şartlar sağlandığında genel olarak bir celsede ve 2 ay içerisinde boşanma davası sonuçlanmış olur. 

Çekişmeli Boşanma Davaları

Türk Medeni Kanununun 161-166. Maddelerine göre taraflar aşağıdaki nedenlerden dolayı boşanma davası açarlar.

“I. Zina

Madde 161- Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur.

II. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış

Madde 162- Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir.

Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Affeden tarafın dava hakkı yoktur. 

III. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme

Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

IV. Terk[12]

Madde 164- Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

V. Akıl hastalığı

Madde 165- Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

VI. Evlilik birliğinin sarsılması

Madde 166- Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.

Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Yukarıdaki kanunda sayılan nedenler üzerinde taraflar anlaşamadığı için kararı mahkemenin vermesini isterler. 

Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Aile hukuku konularından birisi de maddi ve manevi tazminat davalarıdır. Türk Medeni Kanunu madde 174’te bu durum: 

“V. Boşanmada tazminat ve nafaka

  1. Maddî ve manevî tazminat
  1. Madde 174- Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”

Olarak tanımlanmış ve detaylandırılmıştır.

Nafaka Davaları

Türk Medeni Kanunu madde 169’da nafaka: 

“III. Geçici önlemler

Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Denilerek nafaka konusuna değinmiştir.

Ayrıca Türk Medeni Kanununun 175 ve 176 maddelerinde: 

“2. Yoksulluk nafakası

Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

3. Tazminat ve nafakanın ödenme biçimi

Madde 176- Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.

Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.

İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.

Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Olarak açıklanmıştır.

Velayet Davaları

Boşanma davasından sonra çocukların kimde kalacağı konusu çekişmeli boşanma davalarının da en büyük sorunlarından birisidir. 

Boşanma davalarında genelde çocukların kimde kalacağına hakim karar verir. Kanun hakime bu yetkiyi tanımıştır. 

Çocukların velayeti ekonomik olarak güçlü olan tarafa verilir. Tabi ki tek başına bu kriter yeterli değildir. Çocuğun velayetini alan tarafın psikolojik olarak da yeterli olması gerekir. 

Yukarıda sayılan dava ve konuların dışında aşağıdaki konular da aile hukuku kapsamındadır: 

  • Kanuni olarak nikah yapma koşulları,
  • Evlenme işlemleri ve koşulları,
  • Boşanma şartları ve boşanmanın nasıl olacağı,
  • Anlaşmalı boşanma şartları,
  • Çekişmeli boşanma,
  • Mal paylaşımı,
  • Mal rejiminin tanımlanması,
  • Aile konutuna ait konular,
  • Soybağı ile ilgili konular,
  • Evlat edinme şartları,
  • Velayet şartları ve velayetin tanımları,
  • Çocukların nafaka alması şartları ve miktarları,
  • Çocuk hakları,
  • Kadın hakları,
  • Vesayet konuları,
  • Kayyımlık kurumu ile ilgili konular,
  • Yardım nafakası şartları,
  • Evlilik dışı ortak yaşamın şartları,
  • Aile içi şiddetin önlenmesi,
  • Çocuk kaçırma cezaları,
  • Çocuk istismarının önlenmesi ve 
  • Taşıyıcı annelik konuları,
  • Babalık davaları,
  • Evliliğin iptali davaları,
  • Yabancı mahkeme kararlarının Türk Mahkemeleri tarafından tanınması konuları.

Aile Hukuku Özellikleri

Türk Medeni Kanununa göre aile hukuku 3 bölüme ayrılmıştır: 

  • Evlilik hukuku
  • Hısımlık hukuku
  • Vesayet hukuku

Evlilik hukuku da aile hukuku kapsamındadır. Aşağıdaki ilgili kanunlar, evlilik hukukunun temel dayanağını oluşturur: 

  • TMK madde 118-160 – evlenme
  • TMK madde 161-184 – boşanma
  • TMK madde 185-201 – evliliğin genel hükümleri
  • TMK madde 2020-281 – eşler arasındaki mal rejimlerinin belirlenmesi

Hısımlık

Türk Medeni Kanunu madde 129’da hısımlık: 

“Aşağıdaki kimseler arasında evlenme yasaktır:

1. Üstsoy ile altsoy arasında; kardeşler arasında; amca, dayı, hala ve teyze ile yeğenleri arasında,

2. Kayın hısımlığı meydana getirmiş olan evlilik sona ermiş olsa bile, eşlerden biri ile diğerinin üstsoyu veya altsoyu arasında,

3. Evlât edinen ile evlâtlığın veya bunlardan biri ile diğerinin altsoyu ve eşi arasında.”

Olarak tanımlanmıştır. Yani hısımlık evlenmeye engel akrabalık bağıdır. 

Hısımlık ile ilgili Türk Medeni Kanunundaki diğer kurallar aşağıdaki gibidir: 

  • Soy bağının kurulması Türk Medeni Kanunu madde 282-363
  • Aile TMK madde 364-394

Vesayet

Kendisini psikolojik ve fizyolojik olarak savunamayan kişilerin koruyuculuğunu yapan kurumun adıdır. Vesayet kanunu Türk Medeni Kanununda detaylı bir şekilde anlatılmıştır. 

Türk Medeni Kanunundaki vesayetle ilgili maddeler aşağıda sıralanmıştır: 

  • Vesayetin düzeni TMK madde 396-437
  • Vesayetin yürütülmesi TMK madde 438-469
  • Vesayetin sona ermesi TMK madde 470-494

Ankara Aile Hukuku Avukatı Ücretleri 2023

Genel olarak boşanma davalarındaki vekalet ücretleri söz konusudur. Vekalet ücretleri aşağıda sıralanmıştır: 

  • Asgari vekalet ücreti 9.200 TL + %8 KDV
  • Anlaşmalı boşanma davaları vekalet ücreti 27.000 TL
  • Çekişmeli boşanma davaları vekalet ücreti 40.000 TL

Yukarıdaki ücretlerin üst sınırına Ankara aile hukuku avukatı kendisi karar verir. 

Ankara Aile Hukuku Davaları Masrafları

Aile hukuku avukatları ile birlikte yürütülen dava masrafları aşağıdaki unsurlardan oluşur: 

  • Başvuru harçları
  • Dosya giderleri
  • Peşin alınan harçlar
  • Tebligat giderleri
  • Vekalet suret harçları
  • Bilirkişi ücretleri
  • Tanık giderleri 
  • Diğer iş ve işlemlerden alınan harçlar

Ortalama olarak aile hukukundaki yargılama giderleri 1.500-2.000 TL aralığındadır.

Aile Hukuku Avukatının Aile Hukuku Davalarına Etkileri

Aile hukuku avukatı yardımıyla, hak sahipleri hak kaybına uğramazlar. Bu hukuk dalındaki konu yelpazesi oldukça geniştir. Bu yüzden alanı hukuk olmayan bir kişinin tek başına hakkını savunması imkansızdır. 

Aile hukuk avukatı yardımının mutlaka alınması gerekir. Çünkü birçok dava usul yönünden yapılan yanlışlardan dolayı kaybedilmektedir.

Aile Hukuku Davalarına Hangi Mahkemeler Bakar?

Aile mahkemeleri, aile hukuku ile ilgili davalara bakar. 

SIKÇA SORULAN SORULAR: 

Aile hukuku avukatı ne iş yapar?

Evlilikleri kanun nezdinde onaylanan tarafların haklarını korumak için çalışır. 

Aile davasına hangi avukat bakar?

Aile hukuku avukatı, aile davaları başta olmak üzere aile hukuku ile ilgili tüm davalarla ilgilenir.

Aile hukuku avukatı ücretleri ne kadar?

Vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgi almak için bizleri hemen arayın. 

Aile hukuku davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Aile mahkemeleri, aile hukuku ile ilgili davalara bakmakla görevli ve yetkilidir. Bir üst mahkeme olarak da istinaf ve temyiz mahkemeleri görevlidir.

Yorum Yap