Ankara Nafaka Avukatı

Ankara Nafaka Avukatı

Türk Medeni Kanunu ve diğer ilgili kanunlarda her zaman için güçsüz olan tarafın, güçlü olan taraftan korunması ilkesi gözetilir. Nafaka davalarında da aynı durum söz konusudur. Ankara nafaka avukatı, ekonomik olarak güçsüz olan tarafın haklarını korumak için mücadele eder.

Nafaka Avukatı Nedir ve Hangi Davalara Bakar?

Nafaka avukatı Ankara, Türk Medeni Kanunu ve nafaka ile ilgili kanunlar konusunda uzman, nafaka davalarında deneyimli hukuk fakültesi mezunudur. 

Mesleği ve uzmanlığı gereği Ankara nafaka avukatı, aşağıdaki nafaka davalarıyla ve ilgili konulara bakar. 

Tedbir Nafakası

Türk Medeni Kanununda tedbir nafakası madde 169 ve madde 197’de düzenlenmiş ve detaylandırılmıştır. 

Türk Medeni kanunu Madde 1639’da tedbir nafakası: 

“Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Denilerek, tedbir nafakasının dava açıldıktan hemen sonra verilebileceği vurgulanmıştır. 

Türk Medeni Kanunu 197’de: 

“Madde 197 – Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.

Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.

Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hâle gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir.

Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hâkim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır.”

Denilerek her iki kanun maddesinde de tedbir nafakası ile ilgili detaylı bilgiler verilmiştir. 

Türk Medeni Kanununa göre nafaka iki şekilde talep edilebilir. 

Boşanma Davası Açılmadan Önce

Ayrı yaşayan eşler, nafaka talebinde bulunabilirler. Yani nafaka talep etmek için boşanma davasının sonuçlanması gerekmez. Türk Medeni Kanunu madde 197 eşlerin haklı nedenlere dayanarak ayrı yaşama haklarını kullanabileceklerini belirtmektedir. 

Nafaka talebi, ekonomik açıdan güçsüz olanın güçlü olandan talep etmesi olarak gerçekleşir. 

Haklı nedenler ilgili kanun maddesinde; eşe şiddet uygulanması, eşin evi terk etmesi, eşin uyuşturucu kullanması, evin bir bölümünün eşten habersiz kiraya verilmesi gibi nedenlerden dolayı eşler ayrı yaşamaya karar verebilir. 

Bu gibi durumlarda boşanma davası olmadan ekonomik olarak mağdur duruma düşen taraf, ekonomik durumu iyi olan taraftan nafaka talebinde bulunabilir. 

Nafaka talebinde bulunan kişi aile mahkemesine nafaka davası açarak nafaka almaya hak kazanabilir. Ancak ayrı yaşamayı gerektiren durumları ispat etmesi gerekir. Ekonomik olarak güçsüz durumda olan taraf aynı zamanda çocukları için de nafaka talebinde bulunabilir. 

Bu konuda TMK madde 200’de: 

“Koşullar değiştiğinde hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine kararında gerekli değişikliği yapar veya sebebi sona ermişse alınan önlemi kaldırır.”

Bu kanun maddesine göre ayrı yaşamayı gerektiren durumlar ortadan kalktığında nafaka da ortadan kalkar. 

Boşanma Davasından Sonra

TMK madde 169’a göre boşanmaya karar veren eşlerden ekonomik durum olarak zor duruma düşecek olan tarafa nafaka ödenir. Hakim öncelikle boşanma davası sırasında tedbir nafakasına hükmeder. İlgili kanuna göre nafaka kararı hakime bırakılmıştır. 

Hakim ekonomik olarak güçsüz olan tarafın korunması amacıyla nafaka kararı verebilir. Ancak öncelikle tarafların ekonomik durumları mahkeme tarafından belirlenir. 

Dava süresince enflasyon durumuna göre hakim nafaka miktarını artırabilir ya da azaltabilir. 

Tedbir nafakası ilgili kanunlara göre harca tabi değildir. Boşanma davası kesinleşinceye kadar ekonomik olarak güçsüz olan tarafa verilmeye devam eder. Boşanma davası sonuçlanınca da şekil değiştirerek, yoksulluk nafakası ya da iştirak nafakası halini alır. 

Tedbir Nafakası Ne Kadar Süreyle Bağlanır?

TMK Madde 200’e göre tedbir nafakası, boşanma davası sonuçlanıncaya kadar ekonomik olarak güçsüz olan tarafa verilmeye devam edilir. Ayrıca aynı kanun maddesine göre nafakayı gerektiren şartlar ortadan kalktığında, nafaka verilmesi de kesilir. 

Mesela mahkeme devam ederken ekonomik olarak durumu düzelen tarafa verilen nafaka kesilir. 

Boşanma davalarında nafakaya hükmedilmeden önce tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılır. Bazı durumlarda tarafların ekonomik durumlarının tespit edilmesi 6 ay gibi bir sürede tamamlanmaktadır. Bu durum ise ekonomik olarak güçsüz durumda olan tarafın mağduriyetine neden olmaktadır. 

Tedbir Nafakası Nasıl Hesaplanır?

Boşanma davalarında hakim tedbir nafakasına hükmederken; eşlerin geçinme durumlarını, barınma kriterlerini, iş hayatlarını, aldıkları ücretleri, sahip oldukları mal varlıklarını, çocukların yaşını, eğitim durumlarını, ortak konutun kira olup olmadığını, ortak konutu boşanma davası süresince hangi tarafın kullanacağı, yeme, giyinme, barınma, sağlık ve ulaşım gibi ihtiyaçları göz önünde bulundurur. 

Tüm bu unsurların hesaplanması ve tam olarak tespit edilmesi için bilirkişilerden yararlanılır. 

Tedbir Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

İcra ve İflas Kanunu madde 344’te nafaka borcunun ödenmemesi durumunda icra işlemlerinin başlatılabileceği belirtilir. Önceki kanun maddesinde nafaka borcunu ödemeyen taraf için tazyik hapsi veriliyordu. Ancak kanun maddesinin değişmesi ile birlikte hapis cezası uygulamadan kaldırılmıştır. 

İştirak Nafakası

TMK madde 182/2’de iştirak nafakası: 

“Madde 182 – Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

(Ek ikinci fıkra:24/11/2021-7343/37 md.) Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Olarak ifade edilmiştir. Bu kanun maddeesine göre iştirak nafakası tarafların çocuklarına verilir. Her iki taraf da ekonomik olarak iştirak nafakası ödeyebileceği gibi, hakimin kararına göre ekonomik olarak güçlü olan taraf iştirak nafakası ödeyebilir. 

TMK madde 329’a göre iştirak nafakası vasi ya da çocuğa atanan kayyım tarafından talep edilebilir. Eğer çocuğun ayırt etme gücü yoksa, mahkeme bu yönde karar verebilir. 

TMK madde 12’ye göre çocuğun eğitimini tamamlaması, evlenmesi ya da reşit olması durumunda iştrak nafakası son bulur. 

TMK madde 328/1’e göre çocuğun eğitimi devam ediyorsa, reşit yaşa gelmiş olsa bile iştirak nafakası verilmeye devam edilir. 

İştirak Nafakası Nasıl Hesaplanır?

TMK madde 330’da: 

Madde 330- Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir.

Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.”

Denilerek iştirak nafakasının nasıl hesaplanacağına dair yol gösterilmiştir. İlgili kanun maddesine göre iştirak nafakası hesaplanırken çocuğun ihtiyaçları göz önünde bulunudurulur. Hesaplamada bilirkişi raporlarından yararlanılır. 

Çocuğun ihtiyaçları; yanında kaldığı ebeveyninin ekonomik durumuna bağlı değildir. İştirak nafakası hesaplanırken çocuğun; eğitim yaşı ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur. Mesela ilk okul çağındaki çocuğun ihtiyaçları ile üniversite eğitimine devam eden kişinin ihtiyaçları farklıdır. 

Eğer nafaka ödemekle yükümlü olan tarafın ekonomik durumu iyi değilse, iştirak nafakası hesaplanmasında bu durum göz önünde bulundurulur. 

TMK madde 182/3’de iştirak nafakası hesaplanmasında TEFE, TÜFE ve enflasyon oranları hesaba katılır. Yani iştirak nafakası her yıl düzenli olarak artırılmalıdır. 

İştirak nafakasının artırılması konusu, boşanma davasında netleştirilmemişse, daha sonradan nafaka artırma davası açılabilir. 

İştirak Nafakası Ödenmezse Ne Olur?

İlgili kanunlar ve kanun koyucu iştirak nafakasının ödenmemesi durumunda aşağıdaki tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etmişlerdir: 

  • İcra ve İflas Kanununda nafaka borcu ilk sırada yer alır. Eğer borçlu olan tarafın taşınır ya da taşınmaz malları varsa, nafaka borcunun ödenmesi adına bu varlıklara haciz işlemi uygulanır ve nafaka borcu tahsil edilir. 
  • İştirak nafakasının tahsili için borçlu olan kişinin maaşına haciz konulabilir. Yapılacak olan kesinti miktarı nafaka miktarının tamamıdır. Normal şartlarda emekli maaşlarına haciz konulamaz. Emekli maaşlarına haciz konulacak tek durum, nafaka borcunun ödenmesi durumudur. 

Yoksulluk Nafakası

TMK madde 175/1 yoksulluk nafakası ile ilgili: 

“Madde 175- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”

Boşanma davası sonunda yoksulluk tehlikesine düşecek olan tarafa kusuru ne olursa olsun yoksulluk nafakası bağlanır. 

Yargıtay içtihatları vce kararlarına göre yoksulluk kavramı; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ve eğitim gibi kişilerin temel ihtiyaçlarını temsil eder. Yani kişilerin maddi varlıklarını devam ettirme ve geliştirmek için zorunlu olan ihtiyaçlardır. 

Yargıtay kurumuna göre yoksulluk nafakası alacak olan kişinin; asgari ücretle çalışması, dul ve yetim aylığı alması, yaşlılık maaşı alması gibi durumlardan dolayı yoksulluk nafakasının kaldırılamayacağını belirtmiştir. 

Yani kişinin elde ettiği gelir, ekonomik durumunun iyi olmasını sağlamayabilir. 

TMK madde 176/2’ye göre taraflardan birisinin ölmesi, nafaka alan kişinin evlenmesi, evliymiş gibi birisiyle yaşması durumunda yoksulluk nafakası ortadan kalkar. Ancak nafaka alan kişinin birisiyle evliymiş gibi hayat yaşadığı fiili olarak ispatlanmalıdır. 

Yoksulluk nafakası boşanma davası sonunda karara bağlanacağı gibi, daha sonradan ayrı bir dava ile de karara bağlanabilir. 

TMK madde 364’te yoksulluk nafakası miktarı; TEFE, TÜFE, döviz, altın fiyatları endeksine göre her yıl düzenli olarak artırılır. 

Yardım Nafakası

TMK madde 364’te yardım nafakası; yoksulluğa düşme tehlikesi olan alt soy, üst soy ve kardeşlere talep edilen nafaka türüdür.

TMK madde 365/5’te yardım nafakası: 

“Madde 365- Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır.

Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın malî gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir.

Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hâkim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir.

Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmî veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir.

Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir.”

Yardım nafakasının nasıl verileceğini ve her yıl nasıl artırılacağını ve diğer konuları netliğe kavuşturmuştur. 

Nafaka Alacaklarında Zamanaşımı

Alacaklarda zamanaşımı 10 yıldır. Bu süre mahkeme ilamından sonra başlar. İİK madde 39/1 ve BK madde 146’da zamanaşımı durumu detaylı bir şekilde tarih edilmiştir. 

Nafaka alacaklarında ise zamanaşımı durumu biraz farklıdır. Eğer mahkeme kararından sonra 10 yıl içerisinde nafaka alacağı ile ilgili herhangi bir başvuruda bulunulmamışsa, o tarihe kadar olan tüm nafaka alacakları silinir. Ancak nafaka alacağı halen devam eder. 

Nafaka Davaları İle İlgili Örnek Yargıtay Kararları

Yargıtay Kurumu tarafından nafaka davaları ile ilgili verilen örnek kararları aşağıda bulabilirsiniz. 

KARAR: Davacılar, davalı babaları ile dava dışı annelerinin Aile Mahkemesi’nin 2006/49 E.-2006/543 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını ve bu karar gereğince davalı babanın 100’er TL iştirak nafakası ödemekte olduğunu, ancak kendilerinin 18 yaşının doldurmuş ve halen eğitimlerine devam ediyor olmaları sebebi ile bu nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, 100’er TL iştirak nafakanın aylık 500’er TL’ye yükseltilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davalı, talep edilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile “dava tarihinden itibaren davacıların her birine 300,00 er TL nafaka bağlanmasına”, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/2) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder.

Somut olayda da; davacılar, dava tarihi itibariyle ergin olup, eğitimlerinin devam ettiğini ileri sürerek 100’er TL nafakanın 500’er TL’ye çıkarılmasını istediğine göre davanın, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası talebine dair olduğu açıktır.

Buna göre mahkemece, davaya konu talebin niteliğinin yardım nafakası olarak değerlendirilmesi ve işin esasının buna göre çözümlenmesi yerinde ise de, hüküm kısmında takdir edilen nafakanın yardım nafakası olduğunun belirtilmemiş olması doğru değildir.

SONUÇ: Ne var ki, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükümde yer alan “300’er TL” ifadesinden sonra gelmek üzere “yardım nafakası” ifadesinin yazılmasına; bu suretle, hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde temyiz edene iadesine, HUMK’nun 440/III maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

Bir başka Yargıtay Kararında ağır kusurlu olan eşe yoksulluk nafakası verilemeyeceği karara bağlanmıştır.

“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından, kusur belirlemesi, kendisinin reddedilen tazminat talepleri, davalı-karşı davacı (koca) yararına verilen manevi tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden; davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise manevi tazminat miktarı, nafakalar, ziynet eşyası alacağı, eşya alacağı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı (kadın)’ın önceki boşanma davasının feragat sebebiyle reddine karar verilmesinden sonra, davalı-karşı davacı (koca)’nın eşinin hamileliği ve doğumu ile ilgilenmemesi sebebiyle boşanmaya neden olan olaylarda az da olsa kusurlu bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalı (kadın)’ın tüm, davalı-karşı davacı (koca)’nın ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı dayalı (kadın)’ın ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez (TMK md. 175). Bu yön nazara alınmadan davacı-karşı davalı (kadın) yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır.

3-Davacı-karşı davalı (kadın), 25.02.2014 tarihli oturumda; mobilya bedellerinin yarısının kendisine verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesinde davacı-karşı davalı (kadın)’ın buna ilişkin bir talebi bulunmamaktadır. Bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde mobilya bedellerinin yarısının davacı-karşı davalı (kadın)’a verilmesine karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

4-Asıl ve karşı davada kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı (koca) yararına, kendisinin kabul edilen boşanma davası ve davacı-karşı davalı (kadın)’ın reddedilen boşanma davası için ayrı ayrı maktu vekalet ücretine ve kadının boşanmanın eki niteliğinde bulunmayan alacak taleplerinin reddedilen bölümleri için nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde tek maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden Gülseren’e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 123.60 TL temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Hakan’a geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 03.12.2014 (Çrş.)”

Ankara’da Nafaka Avukatı Hizmetini Genç Hukuk Bürosu Nasıl Vermektedir?

Nafaka avukatı personeline sahip olan hukuk bürosu olarak tüm nafaka davalarına müvekkillerimiz adına katılıyoruz ve takibini gerçekleştiriyoruz. 

İştirak nafakası, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası kararlarının icrasını sağlıyoruz. Ödenmeyen nafakalar için icra ve haciz işlemlerini başlatıyoruz. 

Taraflar arasında arabuluculuk hizmeti sağlayarak, mahkeme süreçlerine girilmemesini sağlıyoruz. 

Nafaka Avukatı ile Nafaka Davası Nasıl Açılır?

Nafaka avukatları tarafından aile mahkemelerine dilekçe ile başvuruda bulunarak nafaka davalarının açılması sağlanır. Boşanma davası açılarak da nafaka talebinde bulunulabilir. 

Zamanında ödenmeyen nafaka miktarlarına karşı Ankara nafaka avukatı yardı9mıyla dava açılabilir. 

Hak kaybına uğranılmaması adına nafaka davalarının Ankara nafaka avukatı tarafından açılması ve takip edilmesi yararlı olacaktır.

Nafaka Davaları Ne Kadar Sürer?

Bu tür davalar ortalama olarak 6 ay ile 12 ay arasında sürer. Mahkemenin iş yüküne bağlı olarak nafaka davaları uzayabilir.

Ankara Nafaka Avukatı Olarak Verdiğimiz Hizmetler

Nafaka hukuk avukatı olarak birçok adliyede boşanma ve nafaka davalarının açılmasını sağlıyoruz ve takibini gerçekleştiriyoruz. 

Müvekkilimiz adına dava masraflarını ve gerekli olan harçları ödüyoruz. 

Nafaka Avukatı Nasıl Seçilir?

İyi bir Ankara nafaka avukatı bulabilmek için bazı kriterleri bilmeniz gerekiyor. bu kriterler: 

  • Analiz yapma yeteneği gelişmiş olmalıdır. 
  • İyi bir nafaka avukatı müvekkillerini her konuda detaylı olarak bilgilendirir. 
  • Uzmanlık alanlarından birisi de insan psikolojisidir. Gerektiğinde taraflar arasında uzlaşma sağlayarak, uzun ve yıpratıcı dava süreçlerine girmeyebilir. 
  • İyi bir nafaka avukatı dava sürecini bilgisi ve deneyimi ile kısaltır. 

Ankara Nafaka Avukatı Tavsiye

İyi bir nafaka avukatından yardım almak için avukatın web sitesini incelemelisini. Ayrıca internette o avukat hakkında yapılan yorumları incelemeniz yararlı olacaktır. 

Ankara Nafaka Avukatı Ücretleri 2023

Nafaka davalarındaki vekalet ücretleri, boşanma davaları ile aynıdır. Taban ücret 2023 yılı için 9.500 TL civarındadır. Bu rakamın üstünü artırmaya avukatlar yetkilidir. Avukatlar genellikle tecrübelerine ve iş yüklerine bağlı olarak vekalet ücretlerini belirlerler. 

Ankara Nafaka Davaları Masrafları

Nafaka davalarında giderler aşağıda sıralanmıştır: 

  • Başvuru harçları 59,3 TL
  • Dosya giderleri (davanın durumuna göre değişebilir)
  • Peşin harçlar 1229,580 TL
  • Tebligat giderleri 70 TL
  • Tanık giderleri 68 TL
  • Diğer giderler 100 TL 

Yukarıda sıraladığımız rakamlarda davanın seyrine göre farklılıklar olabilir.

Ankara Nafaka Avukatının Nafaka Davalarına Etkileri

Nafaka miktarının bilirkişiler tarafından hesaplanması, mevzuata göre nafaka verilmesine karar verilmesi, tanık ifadeler ve diğer unsurlar, nafaka davalarının detaylı olarak analiz edilmesini gerektiren unsurlardır. 

Hukuk bilgisi ve deneyimi olmadan tek başına savunma yapmak olanaksızdır. Bu yüzden Ankara nafaka avukatı yardımı alınması yararlı olacaktır.

Nafaka Davasına Hangi Mahkemeler Bakar?

Davanın açıldığı yer mahkemeleri, aile mahkemeleri ve yargıtay kurumları nafaka davalarında görevli ve yetkilidirler.

SIKÇA SORULAN SORULAR

Nafaka avukatı ücretleri ne kadar?

Nafakayla ilgilenen avukatların vekalet ücretleri hakkında detaylı bilgileri bizleri arayarak öğrenebilirsiniz.

Nafaka avukatı ne yapar?

Müvekkilinin haklarını korumak adına mahkeme kararı ile müvekkiline bağlanan nafaka miktarını tahsil eder. İcra ve haciz işlemlerini başlatır.

Nafaka davalarında yetkili ve görevli mahkeme hangisidir?

Boşanma ve nafakayla ilgili konularda yetkili ve görevli mahkeme, kişilerin yaşadığı yerdeki aile mahkemeleridir.

Yorum Yap